Tevfikiye köyü sınırları içerisinde yer alan Troya Savaşları’nın yaşandığı Troya Ören Yeri, UNESCO’nun 1998 yılında ‘Dünya Kültür Mirası Listesi’ne aldığı 5 bin 600 yıllık medeniyete ev sahipliği yapıyor. Tarihte savaşlar, yangınlar ve depremlerle defalarca kez yıkılıp yeniden kurulan Troya Ören Yeri, her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ilgisini çekiyor. Troya Ören Yeri’ni gezmeye gelen yerli ve yabancı turistler, 2019 yılında açılışı gerçekleştirilen Troya Müzesi’nde, sergilenen 2 bine yakın eseri de görme imkanı buluyor. Kültür ve Turizm Bakanlığının izni, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin (ÇOMÜ) desteği ve İçdaş sponsorluğu ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) destekleriyle yürütülen kazılarda, önemli buluntulara rastlanılıyor. Troya Ören Yeri’nde kazı çalışmaları 12 ay devam ediyor.
ADLİ TIP UZMANLARI TARAFINDAN YÜZLENDİRİLECEK
Troya Savaşları’nın yaşandığı Troya Ören Yeri’ndeki kazı çalışmaları, Agora açmasında devam ediyor. Kazı çalışmaları sırasında Agora açmasında 10’uncu Troya, Doğu Roma yani Bizans Dönemi mezarlığında yaklaşık milattan önce 13’üncü, 14’üncü yüzyıla tarihlenen iskelet bulundu. İskeletin kafatası, ilk kez Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Adli Tıp Uzmanları tarafından yüzlendirilecek. Bu çalışma ile yaşları, nasıl öldükleri, ne tür hastalıklar geçirdikleri, çevre şartları, beslenme şekli ortaya çıkacak.
FARKLI KENT KATMANLARI VAR
Troya Ören Yeri’nde birkaç yıldır Agora açması olarak adlandırdıkları alanda kazı çalışmalarının devam ettiğini belirten Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Troya Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan, “Burası özellikle Son Tunç Çağı olarak tanımlanan dönem için önemli. Fakat Troya’nın genel tarihlenmesine baktığımızda 1’den 10’a kadar bir farklı kent katmanları var. Yani 10’uncu kent aslında Doğu Roma, Bizans Dönemi yerleşmesi. Biz bu Agora alanındaki kazılarımıza önceki yıllarda da karşımıza çıkmıştı. 10’uncu Troya’nın yani son Troyalıların mezarlığına, iskeletlerine rastladık. Şu anda o iskeletlerden bir tanesi açılıyor. Bu seneki çalışmalarımızda da farklı bir yöntem uygulayarak, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin adli tıp uzmanlarıyla beraber çalışıyoruz. Buradaki amacımız bu insanların yaşları, nasıl öldükleri, ne tür hastalıklar geçirdikleri konularına yöneliyoruz. Aynı zamanda ilk kez Troya’da bir iskeletin yüzlendirilmesi yapılacak. Yani son Troyalıların saçı, gözü, yüzü nasıl bunu anlayabileceğiz” dedi.
10’uncu Troya’da Doğu Roma yani Bizans Dönemi mezarlığında yaklaşık milattan önce 13’üncü, 14’üncü yüzyıla tarihlenen iskeletlerin üzerinde çalışmaların devam ettiğini de kaydeden Kazı Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan, sözlerine şöyle devam etti:
“Troya’da ilk kez Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin adli tıp Uzmanlarıyla beraber yüzlendirmesini yapacağız. Yani son Troyalının yüzü, gözü nasıl gözüküyordu, bir anlamda bu süreçte yapay zekayı da kullanarak son Troyalıyı görme şansına sahip olacağız. İskeletler üzerindeki incelemelerde sadece yüzlendirme değil, yaşı, hastalıkları, çevre şartları, beslenme şekli gibi diğer ayrıntıları da bu dönem için, bu analizlerle elde etmiş olacağız. Troya çalışmalarında yüzlendirme işlemini ilk kez bu sene biz uygulayacağız. Tabi daha önceki yıllardaki kazılarda pek çok iskelet ve kafatası gibi buluntular çıktı. Fakat yüzlendirme işlemini Troya’da bu sene ilk kez gerçekleştirmiş olacağız.”